ORTA VE UZUN MESAFE

KOŞULLARINDA ANAEROBİK EŞİK

METİN PORSUK

 

GİRİŞ

Orta ve uzun koşuları atletizmde en fazla dayanıklılık isteyen dallardır. Yarışmalar koşucuların yaş kategorilerine göre pistte, yolda ve arazide(kros koşuları)olacak şekilde 6000m. den 42.195m. (maraton)’ye kadar yapılır. Yarışma mesafelerinin değişik oluşu, farklı kondisyonel özelikleri, koordinatif kabiliyet, teknik beceri ve taktik kabiliyetini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca yüksek verime ulaşmada koşu mesafesi içindeki sürat ve dayanıklılığın seviyesi ve oluşum derecesinin önemli bir yeri vardır (İşler, 1997.).

   

Dayanıklılık sporlarında yüksek düzeyde performans kişinin fizyolojik özelliklerine bağlıdır. Orta ve uzun mesafelerde maksimal oksijen tüketimi değeri (VO2max) , koşu ekonomisi, VO2max’ı etkili kullanabilme (% VO2max veya anaerobik eşik AE ) submaksimal egzersizde kan laktat birikimi ve laktat ve ventilasyon eşiği önemli kriterlerdir. (Maffuli ve ark. 1991; Gren ve Pate, 1997; Akt. Çolak , 1996 ).

 

ENERJİ KAYNAKLARI VE MESAFE İLİŞKİSİ

Bilinen bir gerçektirki , mesafe arttıkça aerobik enerji kaynaklarının performansa katılımı da artmaktadır. Yinede belirli yarış mesafesine etkili bir uyum genetik faktörlere bağlıdır. En etkili genetik katılım belirli bir yarış mesafesi için elverişli kas fibrillerinin dağılımı ile gerçekleşir. Farklı kas fibrillerinin dağılım oranı sporcuya yüksek düzeyde VO2max’ların ,  kullanabilmeleri için potansiyel sağlar. Başarılı bir performans için belirli bir oran da  FT (Tip2) ve ST (Tip1) fibril yüzdesi gereklidir. Otoriteler kas fibrillerinin genetik olarak belirlendiğini, bazı çalışmalarda fibrillerin biyokimyasal özelliklerinde değişim olabileceğini bildirmişlerdir. (Nurmekivi, 1989).

Şimdi enerji kaynaklarına bir göz atalım. Enerji kaynakları:

 

A-ANAEROBİK ENERJİ YOLU:

Çalışma için gereken enerjinin tamamı O2’nin olmadığı ortamda sağlanır iki kısımda incelenir.

1-     Alaktik Anaerob Enerji Yolu (ATP-CP, fosfojen sistem )

2-     Laktik Anaerob Enerji   Yolu (L.A)

      1-Alaktik Anaerob Enerji Yolu (fosfogen sistem ): Bu sistemde kas kasılması için Adenozin Tirfosfat (ATP ) ‘ den daha yüksek enerjili fosfat bileşiği olan kreatin fosfat (CP) kullanılır. CP fosfatını ADP (Adenozin Difosfat )’ye aktararak ATP yapar.

     

ATP = ADP + P enerji – kassal aktivite

CP -                                         C+P                                                                            Enerji

ADP + CP Kreatin fosfotrensferan ATP + C (Kreatin)

Kastaki fosfogenlerden ATP yaklaşık olarak her kasta 4-6 mmol\kg kas olarak bulunurken, CP 15-17 mmol\kg kas miktarında bulunur. Bu iki fosfogen maksimum eforda 5-8 sn. çalışmayı sürdürebilir.Bu sürenin sonun da her iki fosfogende tükenir.

2-Laktik Anaerob Yol (Anaerobik Glikoz , Laktik Asit Sistem): Anaerobik glikolizde, glukoz veya gilikojene ihtiyaç göstermeden laktik aside kadar parçalanır ve meydana gelen enerji ile 4 molekül atp sentezlenir. Bunlardan ikisi aktivasyon enerjisi olark reaksiyonda kullanıldığından, sentezlenen net ATP miktarı 2 moleküldür. 

Glukoz + 2ATP Anaerobik 2 Laktik Asit + 4ATP

Glikojen + 1 ATP Anaerobik 2Laktik Asit +4 ATP

Bu reaksiyonlarda glukoz veya glikojen önce pirüvik aside kadar parçalanır,  ortamda yeteri kadar O2 yok ise, pirüvik asit trikarboksilik asit döngüsüne girmez ve laktik aside indirgenir.

Bu sistem fosfogen sistemin sağladığı süreye ek olarak 30-40 sn’lik (2 dk ‘dan az) maksival bir kas aktivitesi sağlar.

B-Aerobik Enerji Yolu

Aerobik sistem, mitokondriler de besin maddelerinin enerji sağlamak üzere okidasyonu demektir. Temel enerji kaynakları olarak karbonhidratlar, yağlar ve proteinler (amino asitler) kullanılır.

Karbonhidratlar  

Yağ asitleri                   +      O2 – H2O+CO2+enerji-------ADP+P--------ATP

Amino asitler

Anaerobik sistem sınırsız süre ile kullanılabilir.

Güç üretiminin maksimum hızı yönünden, aerobik sistemle, anaerobik sistemi ATP üretimi yönünden karşılaştırırsak ;

Aerobik sistem --------- 1 mol ATP/dk.

Laktik anaerobik sistem --------2,5 mol ATP/dk.

Alaktik anaerobik sistem -------4 mol ATP/dk, (Dündar,1996).

 

Tablo 1: Bu sistemleri aşağıdaki tabloda şöyle özetleyebiliriz.

Sistem

Kullanılan Yakıt

O2 Gereksinimi

Hızı

ATP Oluşumu

Fosfogen

Fosfokreatin

Yok

Hızlı

A/2 sınırlı

Laktik Asit

Gilikojen

Yok

Hızlı

A/2 sınırlı

Aerobik

Glikojen,protein,yağ

Var

Yavaş

Çok / sınırsız

 

              Tablo 2: Mesafelere göre enerji kaynaklarını dağılımı.

 

 

        Tablo da görüldüğü gibi mesafe arttıkça aerobik enerjinin katılımı da artmaktadır.

        Kısa sürede yüksek şiddetteki egzersizlerde kas içi glikojen, uzun süreli –orta şiddetteki egzersizlerde daha çok yağlar (trigleserit) kullanılır.Hafif egzersizlere (jog gibi) veya dinlenmede de daha çok serbest yağ asitleri formunda yağlar kullanılır.Egzersizin şiddeti arttıkça yağların yeterince enerji sağlayamaması nedeni ile karbonhidratlar temel enerji kaynağı olarak kullanılır.Egzersiz sırasında ATP-CP’ in tekrar sentez edilmesi için gerekli olan enerji karbonhidrat ve yağların oksidasyonu ile sağlanır. Egzersizde enerji kaynaklarının kullanım oranını belirleyen en önemli etkenlerden biri de, kaslardaki mitokondrilerinin sayısının ve oksidatif kapasitesinin antrenmanlar ile arttırılmasıdır. Antrenmanlar ile krebs siklüsünün enzimleri,kas glikojen miktarı, miyoglobin, ATPve CP miktarı da artar. (Günay .1998).

 

 

MAKSİMAL AEROBİK GÜÇ (VO2MAX) VE ANAEROBİK EŞİK

Maksimal aerobik güç yada VO2max, kişinin belli bir zaman periyodunda kullanabileceği en yüksek O2 mikatarını ifade eden VO2max mesafe koşulaırnda başarının anahtarı olarak kabul edilmektedir.VO2max relatif olarak ml. kg- 1.dk-1 ,  mutlak olarak ise 1.dk-1 olarak ifade edilir. Elit koşucuların 60-90 ml. kg-1.dk-1, sedanterlerin ise 35-45 ml. kg-1.dk-1 VO2max değerlerine sahip oldukları görülmektedir. (Greenve Pate , 1997 ). (VO2max değerleri Tablo 1 de görülmektedir).

Şimdiye kadarki en yüksek VO2max değerleri 94 ml. kg-1.dk-1 ile bir erkek 77 ml. kg-1.dk-1 ile bir bayan kros kayakçısına aittir. (Akgün  ,  1993 ; Green ve Pate, 1997).

VO2max’ etkileyen faktörlerin başında genetik faktörler gelmektedir. Fox (1984). VO2max’ın % 93 genetik olduğunu belirtilmiştir. Diğer faktörler ise solunumsal ve dolaşımsal faktörler ( kalp debisi, arteriorvenöz VO2 farkı vb. gibi , şekil1 de gösterilmektedir).Yaş,cinsiyet , antrenman durumu ,kas fibril tipi,vücut yağı ve vücut boyutudur (Sharkey,1988).

Dayanıklılık performansının daha geçerli bir şekilde belirlenmesine yardım eden yeni bir fizyolojik kavramda “anaerobik eşik noktası” kuramıdır (Alpınar 1988).

Egzersiz şiddeti arttıkça kaslara taşınan O2 miktarı da artmakta ve ihtiyaç duyulan enerji aerobik mekanizmalarla temin edilmektedir. Egzersiz şiddeti belirli bir noktayı aştığında ise, aerobik mekanizmalar enerji teminde yetersiz kalmakta ve anaerobik mekanizmalar devreye girmektedir. İşete aerobik mekanizmayla gerçekleştirilen ATP rejenerasyonu anaerobik mekanizmaların tamamlayıcı olarak katıldığı bu egzersiz şiddetine “anaerobik eşik” (AE)denir. (Akt. Kara ve Gökbel, 1994).AE uzun süre sürdürülebilen en yüksek yoğunluk veya koşu hızı olarak da tanımlanmıştır (Janssen ,  1994).AE noktası en basit anlamda kanda fazla miktarlarda laktik asit asit birikimine neden olmayan iş yapabilme kapasitesinin ölçümüdür (Alpar ,1988).

Mader ve ark.(1976),birçok sporcunun 4 mmol.I-1’lik hızda yaklaşık 30dk çalışabildiklerini saptayarak 4mmol.I-1 kan laktak değerini AE noktası olarak belirlediler. (AKT.Maglischo , 1993)Heck ve ark.(1985)ise bireysel AE değerini 3-5 mmol.I-1 bulmuşlar ve ortalama 4 mmol.I-1 olarak bulmuşlar Buna 4 mmol.I-1 laktat eşiği (AE4) (Birçok makalede AE) denmektedir. (Akt.çolakoğlu ve ark.1995).

VO2max aerobik performansı etkileyen en önemli kriter olarak kabul edilmekle birlikte, mesafe koşusundaki başarı VO2max’ın kendisinden çok VO2max’ın iyi ve kötü kullanımı (% VO2max) ile daha belirleyici olmaktadır (Conconi ve ark. 1982). Araştırmalar elit mesafe koşucuların O2 borcuna girmen VO2max ‘larının %80-90’ını kullanabildiklerini,  buna karşı sedanterlerin ancak VO2max ‘larını  %50-60 ‘ını kullanabildiklerini göstermişlerdir.(Akt. Baeno 1982). Son çalışmalar benzerVO2max değerlene sahip sporcuların dayanıklılık kapasitelerinin farklı olduğunu ve elit dayanıklılık sporcularının en düşük laktat birikimi ile VO2max’larının yüksek bir yüzdesini kullandıklarını göstermiştir.(Golden ve Vaccaro,1994).

KOŞU EKONOMİSİ

Belirli bir hızda sporcu tarafından kullanılan O2 miktarıdır. Kişi aynı hızda ne kadar az O2 kullanıyorsa, o kadar az enerji harcıyor ve o kadar az yoruluyor demektir. Koşu ekonomisi de dayanıklılık performansında belirleyici faktördür.(Green ve Pate, 1997).

FİBRİL TİPİ VE MESAFE İLİŞKİSİ

 İnsanda ST (tip1)ve FT(tip2) olmak üzere iki tip fibril bulunur. ST yüzdesi fazla ise dayanıklılık, FT yüzdesi fazla ise hız faktörleri belirgindir.İnsandaki fibril tipi genetiktir. ST fibrilleri uzun süre yorulmadan çalışabilme kapasitesine sahiptir. Bu da onların sahip olduğu ve kaslara O2’ni ilettiği yüksek konsantrasyonlardaki mitokandrialara, aerobik enzimlere ve miyoglabine bağlıdır. Aerobik kapasiteyi ST fibril yüzdelerinin de arttığını görmekteyiz. Şimdi mesafelere göre fibril yüzdelerinizi inceleyelim. (Green ve Pate,1997).

800 m: Temel enerji sistemi anaerobik enerji sistemidir.Bu mesafede atletler nisbeten daha yüksek FT fibril yüzdesine sahiptir. Örneğin Sebastian Coe’nun 50:50 FT/ST fibril oranına sahip olduğu açıklanmıştır.

1500 m: 1500 m ‘de anaerobik ve aerobik enerji kaynakları hemen hemen eşit rol oynar. Bu yüzden FT ve ST fibril yüzdeleri birbirine yakın olmalıdır.

5000 m ve 10.000 m : Bu mesaflerde baskın olarak ST fibril yüzdesi fazla olmalıdır.Çünkü VO2max ST fibril yüzdesi ile akından ilgilidir.Örneğin Finli olimpiyat şampiyonu atlet Lasa Viren’in fibril yüzdesi PT 32:68 ST idi. Onun yüksek orandaki (%32) FT fibril yüzdesi finişi daha hızlı geçmesini sağlıyordu.

Maraton: Temel enerji sistemi büyük oranda (%97.5) aerobik enerjiye dayalıdır.ST fibril yüzdesi çok yüksek olmalıdır. Örneğin maratoncu Alberto Salazor ‘ın ST üzdesi %92 idi. (Nurmakivi,1989 ) .

MESAFE ANAEROBİK EŞİK İLİŞKİSİ

       Birçok araştırmacı orta ve uzun mesafe koşu performansı ve AE arasında önemli biri

ilişki  bulmuştur. Maffuli ve ark (1991) yaptıkları çalışmada 12-18 yaş grubunda AE ve koşu hızı (RS) arasında 800 m’de r= 0,75 , 1500m ‘de r=0.87 , 3000m’ de r= 0.73 , 10.000m ‘de  r= 0.98 19-30 yaş grubunda 800m ‘de r= 0.74, 1500m’de r= 0.79, 3000m’de r=0. 94 , 5000m’de r= 0.84 10.000m’de r= 0.98 1 saat yarışında r= 0.86 ve 31 ve üstü yaş grubunda 800m ‘de r=0.30 , 1500m’de r= 0.87, 3000m’de r=0.89 , 5000m’de r=0.90, 10.000m’de r=0.88, 1 saat yarışında r=0.96 maraton da r=0.93’lük ilişki bulunmuştur. Bu araştırma orta mesafe koşularının ( 800-1500m) VO2max ile daha yakından ilgili olduğunu göstermiştir. 800-1500 ve 3000m ‘de diğer faktörlerin ( fibril yüzdesi VO2max , anaerobik enerji sistemi gibi ) AE koşu hızından daha etkili olduğu açıklanmıştır.

AE’nin etkisi 3000m’nin üzerindeki koşularda görülmektedir. Yapılan çalışmalarda maratoncular, 1 saat koşucuların ve 5000cilerden AE2teki koşu hızları ile yarış hızarlı arasındaki belirgin bir ilişki bulunmuş bu ilişki daha hızlı koşular kısa mesafelerde ( 200, 400, 800,1500m) bulunamamıştır.(Akt. Çolak 1996).

         AE VO2max’ının kullanımını sınırlandırmada ve böylece sporcunun dayanıklılık müsabakalarında sürdürebileceği i yükünü belirlemede önemli bir etken olarak açıklanmıştır.Bu oldukça yüksek bir koordinasyonla doğrulanmış, sapma hızı ( Vd) (KAH ile koşu hızı arasındaki doğrusallıktan sapma hızı) ile koşu hızı (RS) arasında 5000m. Koşusunda r=0.88 , maraton da r= 0.85 ve 1 saat koşusunda r=0.98 ‘lik ilişki bulunmuştur.Farrel ve ark . (1979). Uzun mesafe koşu performansı ile OPLA (plazma laktak asit birikimi başlangıcı ) ‘yı incelenmii ve r= 0.81 , VO2max için r= 0.83 koşu ekonomisi ( RE) için r= 0.49 ve kas fibril tipi için r= 0.47 ‘lik ilişki bulunmuştur ( Komiri ve ark. 1982).

        Tablo 2 de dayanıklılık performansında VO2max ve kan laktik asit ilşikisi referanslar göstererek incelenmiştir.

        Kumagai ve ark. ( 1982 ) , yaptıkları çalışmalarda 5 km , 10km ve 10mil (16km) yarışında AE-VO2max ile olan ilişkileri incelemişlerdir ve sırasıyla r= 0.84 ve r=0.84 ‘lük ilişki bulunmuştur.

         Tanaka ve ark. (1981) AE-VO2 ( ml.kg-1.dk-1)’in 3 mil performansının en iyi belirleyicisi olduğunu açıklamıştır.Benzer olarak Tharland ve ark. (1980). AE-VO’ve 5 km . performansı arasında r= 0.84 (r<0.001) ‘lük ilişki bulunmuştur.

        Normal olarak yüksek VO2max değerlerine sahip sporcular, yüksek AE değerlerine sahiptir.Fakat her ikisinin de relatif önemi sporcuların yarıştığı spor branşına bağlı olarak değişir. Teorik olarak 10.000m. veya maraton gibi uzun süreli dayanıklılık sporlarında sporcunun AE’teki güç çıktısı VO2max ‘da olduğundan daha çok başarı göstergesidir.Çünkü sporcu bu mesafelerde AE’teki hızına daha yakın bir hızda koşmalıdır.Diğer taraftan egzersiz yoğunluğunu genellikle VO2max ‘ı aştığı 1500m koşusu veya kürek gibi daha kısa süreli aerobik branşlarda,sporcunun AE’i ne olursa olsun ,daha yüksek VO2max değerlerine sahip olması gerekir (Dougall ve ark. 1991).

        5000m,1 saat koşusu ( yarı maraton) ve maraton sırasındaki AE ve yarıştaki hız hemen hemen eşittir. Fakat 5000m ‘de AE hızı yarış hızından daha düşüktür.maratonda ise yarış hızı AE hızının altındadır.Bu veriler 5000m de anaerobik sistemin sabit bir şekilde uyarıldığını ve bu nedenle de yarış hızının AE hızından hızlı olmasını sağladığını göstermektedir (Çolak 1996).

        Çolakoğlu ve ark. (1995), Jonssen(1988) ve Maffuli ve ark.(1991)’e göre 5000m’de anaerobik sistemin payı %10 civarındadır. Conconi’nin bulguları 5000m.’deki koşu hızının AE hızından %38 daha hızlı olduğunu gösteriyor(ortalama %5.8) ( Akt.Çolak,1996).

       Çolak v Açıkada (1996), AE noktasındaki ve yarı maratondaki parametreleri incelemişlerdir. Maratonun birinci yarısında AE ile koşu hızı arasında anlamlı bir fark bulamamışlardır. İkinci yarısında ise AE ve koşu hızı arasında anlamlı fark bulmuşlardır. (Akt.Acar,1998).

       Yapılan çalışmalarda maraton koşu hızının 3 mmol.I-1’inin altındaki laktat konsantrasyonları ile sürdürüldüğünü göstermektedir.(Mader,1991).

       ANAEROBİK EŞİK ANTRENMANI

      Çalışan kaslardan laktik asidin uzaklaştırılma hızı, AE noktasının biraz üzerindeki hızlarda çalışmalarla arttırılır. Ancak bu uygulamalar esnasında antrenmanın temel ilkelerine uyulmalıdır.

      Uygulanan dayanıklılık antrenmanı ile sadece VO2max değil (VO2max ‘ın %85-90’ı kalıtsal ve antrenmanla ancak %10-20 arttırılabiliyor), aynı zamanda VO2max ‘ın büyük bölümünü (AE) çok az laktat birikimi ile kullanılabilir hale getirmek amaçlanır. Bu da sporcuya yorgunluk duymadan eforunu daha uzun sürdürebilme yeteneği sağlar.AE’e karşılık gelen efor şiddeti (KAH ,hız…)o sporcuya uygulanacak etkili antrenmanın optimal dozunun ne olması gerektiği hakkında bilgi verir (Çolak ,1996).

       Mesafe koşularında antrenmanla AE’ i zorlamak amacıyla sporculara “özel antrenman” veya tempo çalışmaları yaptırılarak sporcuların daha uzun süre aerobik çalışabilme yeteneğini geliştirir (Açıkada,Ergeni1990).

       AE’in aerobik enerji yolu aşırı yükleyen bir antrenman şiddeti olması, dolayısıyla dayanıklılığı geliştiren maksimal antrenman şiddeti olmasını doğurmaktadır. Bompa (1993)’ya göre AE antrenmanlarında şiddetin maksimumu % 60-90 , KAH’ının 150-170 yüklenme ve dinlenme oranının 1:1 olduğunu; çalışma süresi ve adedinin 90 sn -7dk , 3-5 adet ve toplam 1 saat civarında olduğunu açıklamıştır(Akt. Çolak ,1996).

      Dayanıklılığın en iyi AE hızındaki (2-4 mmol) çalışmalarla arttırılabileceği açıklanmıştır. %10-20’sini oluşturması gerektiğini açıklamıştır (Akt.Çolak ,1996)

          SONUÇ

         Genel anlamda AE submaksimal şiddetteki koşularda performansı belirleyen faktör olmasının yanında, AE’teki gelişme tekniğin bozulmadan koşu boyunca korunmasını , rakiple girilen mücadelede rakibin ani ataklarına karşı koyabilme , dayanabilme ve ani ataklar sonucunda aşırı laktak birikimin olmamasına ,dolayısıyla yorgunluğun erken ortaya çıkmaması gibi yararlar sağlar. Ayrıca AE’teki gelişme koşu ekonomisinin ve VO2max2sda gelişmesine sebebiyet verir.(Çolak,1996).

           Tablo 1: Çeşitli sporlarda Tipik VO2max değerleri (Neumann ,1988), (Akt. Shephard, 1992) .

Dayanıklılık Sporları

Erkek(VO2max-ml.kg-1.dk-1)

Kadın(VO2max-ml.kg-1.dk-1)

Uzun mesafe koşuları

75- 80

65- 70

Kros kayağı

75- 78

65- 70

Biatlon

75- 78

--

Bisiklet (yol)

70- 75

60- 65

Orta mesafe koşu

65 -72

55- 60

Sürat pateni

65- 72

60- 65

Orientring

60- 70

55- 60

Yüzme

65- 69

60- 64

Kürek

65- 70

55- 60

Track racing

60- 68

50- 55

Kano

60- 65

55- 60

Yürüyüş

60- 65

55- 60

 

OYUNLAR

ERKEK

KADIN

Futbol

50- 57

--

Hentbol

55- 60

48 -52

Buz hokeyi

55- 60

--

Voleybol

55 -60

48- 52

Basketbol

50 – 55

40 -45

Tenis

48- 52

40- 45

Masa tenisi

40- 45

38- 42

 

MÜCADELE SPORLARI

ERKEK

KADIN

Boks

60-65

--

Güreş

60- 65

--

Judo

55 -60

50- 55

Eskrim

45 -50

40- 45

 

 

 

GÜÇ SPORLARI

ERKEK

KADIN

Sprint (200m. Pist)

55- 60

45- 50

Sprint (100- 200 m)

48- 52

43- 47

Uzun atlama

50 -55

45- 50

Dekatlon- Heptation

60 -65

50- 55

15km. Kayak kros- Kayakla atlama

60- 65

 

--

Halter

40- 50

--

Disk, gülle atma

40- 45

35- 40

Cirit atma

40 -45

42- 47

Sırıkla yüksek atlama

45- 50

--

Kayakla atlama

40 -45

--

 

 

   

TEKNİK AKROBATİK SPORLAR

ERKEK

 

KADIN

Kayakla iniş

60- 65

48- 53

Buz pateni

50 -55

45- 50

Jimnastik

45- 50

45- 50

Ritmik jimnastik

--

45- 50

Yelkencilik

50- 55

45- 50

Atıcılık

40- 45

35- 40

 

 

Tablo 2 : Dayanıklılık performansında VO2max ve kan laktat  değerleri arasındaki bağıntı. Jacobs (1986)’dan alınmıştır. (Akt.Shephard,1992).

 

Performans tipi

VO2max (%)

Laktat (%)

Referans

Maraton

0.91

0.98

Farrell et al (1978)

19.3km. Koşusu

0.91

0.87

--

45km. Koşusu

0.89

0.87

--

9.7km. Koşusu

0.86

0.96

--

3.2km. Koşusu

0.83

0.91

--

90km.Koşusu

Belli değil

0.93

Jooste et al. (1981)

10km. Koşusu

0.75

0.84

Kumagzi et al. (1982)

6.2km.Koşusu

0.49

0.84

--

5km.Koşusu

0.40

0.95

--

Yürüme yarışı

0.62

0.94

Hayberg ve Cayle(1983)

30km. Koşusu

0.71

0.76

Lehman et al. (1983)

Yarı maraton

0.81

0.88

Williams ve Nute (1983)

10km.koşusu

Düşük

<0.89

Allen et al. (1985)

    

 

 

 

Şekil 1: VO2max’sınırlandıran solunumsal, dolaşımsal ve fizyolojik etkenler.

L.B Rowell (1986) “Human Circulatinon”dan  alınmıştır.(Akt.bassettve Hawley,1987).

KAYNAKLAR

1-Acar ,B.(1998)”Anaerobik Eşik Kavramı” ABTD.32 (4) 5-9

2.Açıkada,C.,Ergen,E.(1990) . Bilim ve Spor. Ankara Büro Tek Ofset Yay.

3.Alpar, R.(1988) Yüzme Sutopu Antrenmanın temelleri, Ankara: Yüzme, Atlama ve Sutopu Fed. Yay. 29-34

4.Akgün, N.(1991) Egzersiz Fizyolojisi II. Cilt , İzmir :Ege Üni. Bas. 48-59

5.Bassett,D.R., Howley,E.T (1997). “Maximal Oxygen Uptake: Classical” versus “Contemporary” Viewpoints Med .Sci.sports Exerc.29 (5) 591-603

6.Bueno , M. (1982) “Current Conceptions of Endurance Training” Modern Athlete and Caach. 20 (3) 3-7

7.Conconi, F. Ferrari,M.,Zıglio ,P.G. Droghetti,p.Cadeca ,l. (1982)”Determination of the Anaerobic Threshold by a Noa-inıavize Field Test in Runners” j.Appl Physiol 52, 869-873

8.ÇolakiR. (1996)”Mesafe Koşularında Anaerobik Eşik” ABTD. 21 (1) 19-21

9.Çolak,R. (1996). “Mesafe Koşularında Anaerobik Eşik” ABDT. 22 (2) 16- 18

10.Çolakoğlu, T.F:,Dündar, U.,Çolakoğlu ,S.,Turan,M.,Acarbay,S.(1995).”Belirli Plazma Laktat Konsantrasyonu Veren Koşu Hızları ve 5000m. Koşu Performansı Arasındaki İlişkiler” Spor Bil.Der.1,3 -12

11.Dougall, S.D., Wenger , H.A., Green,H.J. (1991). Physiological Testing of the High Performance Athlete. Champing,İllinoisi Human Kinetics Boks.Seceond Edt. 186- 187.

12. Dündar, U. (1996) Antremna Teorisi.Ankara:3. Baskı 16-19

13.Fox.E.L (1984) Sports Physiology. Saunders College Pb. Secand Edt.186- 187.

14.Green L.S., Pate, R.R (1997)Training For Your Distance Runners. Human Kinetics Books.34- 45

15.Günay, M. (1998) Egzersiz Fziyolojisi. Ankara, Bağırgan Yayımevi,51-57.

16.Golden, H.P., Vaccaro . P.(1984)”The Effects of Endurance Training intensity on the Anaerobic Threshold” J. Sports  Med.24.,205-210

17.İşler , M.(1987). Okullar için Atletizm . Ankara . 42

18. Jenssen, P.G.S.M . (1994) Training Lactate Pulse Rate. Finland . Fourth Edt. 20- 80

19.Kara, M, Gökbel , H. (1994) “Anaerobik Eşik ve Önemi “ Spor Hakemliği Dergisi.29, 161-175

20.Kumagai,S.,Tanaka,K.,Matswra,Y.Matsuzaka,A.,Hirakaba,K.,Asona,K.,(1982).”Relationship of the Anarobic Threshold with the 5km. 10km, and Mile Races” Euro.J. Appl. Physiol,48, 13- 23.

21.Mader, A. (1991). “Euluation of the Endurance Performance of  Maraton Runners and Theoretical Analysis of Test Result”The j. Sports Med and Phys. Fitness.31 (1) 1- 19.

22.Maglischo.E.W. (1993)Swimmming Even Faster.California: Mayfeald Pub.Com. 72- 79, 144 – 147.

23.Maffuli, N.,Capasso,g., Lnacia, A.( 1991)”Anarobic Threshold and Performance in Middle – Jong Distance Running “The j. Sports Med and Phys. At 332- 337.

24.Nurmekivi,A.(1989) “Thoughts Abaut Adatation in Distance Running Training “Modrn Athlete and Coach  27(3) 3- 7 .

25.Paker, H.S.(1998) Sporda Beslenme. Ankara 4.Baskı, 12.

26.Powers, S.K., Dodd, S., Deason,R., Bryd, R., Mcnight,T. (1983) “Vantilattory Treshold, Running Ekonomy and  Distance Running Performance of Trained Athletes” Research Querterly For Exercise and Sport , 54 (2) 179- 182.

27.Shephard, RJ. Astrand, P.O.(1992). Endurance in Sport, IOC Medical Commission Pub. 12- 15 , 72- 73, 182- 185.

28.Sharkey, B.J. (1990) Physiology of Fitness. Champaing İllinoise: Human Keretics Books, 15- 24.

 

Yayına Hazırlayan : Sercan AÇIKEL